Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF), Genel Başkanı Fuat Engin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, tarafsız olması gereken bir kuruluşun başkanımı, telekomünikasyon sektörünün temsilcisi’mi, olduğunu sorarak, 17 yıllık süreçte, baz istasyonlarının insan sağlığına kanıtlanmış, somut bir zararı olmadığını iddia ederek aynı zaman tıp uzmanı olduğunu mu kanıtlamaya mı çalışmaktadır. ifadesi kullandığı basın açıklaması aşağıdadır. Basına ve Kamuoyuna; Türkiye Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Tayfun Acarer, görevi itibariyle toplumsal yarar gözeterek tüketicinin sağlık ve güvenliğini savunması gerekirken, tüm bilimsel tespitlere ve yargı kararlarına karşın yaptığı açıklamayla, “Baz istasyonları ve cep telefonları kanser yapıyor diye veriler söyleyenler, açıklamalar yapanlar var. Baz istasyonları kent dışına çıkarılsın diye ortalığı aya kaldıranlar var. 17 yıldır insan sağlığına zarar verdiğine dair somut veri ve kanıt yok. Bazı kişiler ve medya kuruluşları bunu saptırıyor. Baz istasyonları dışarı çıkarıldığı takdirde mobil haberleşme yapılamaz. Hayatımızın ayrılmaz parçası olan cep telefonları görüşmeleri aksar." İfadeleri en hafif deyimiyle SORUMSUZLUKTUR. Nobel ödüllü Amerikalı onkolog Devra Davis cep telefonlarıyla ilgili yazdığı kitabında; 6 yıl öncesine kadar güvenli zannederdim. Ama öyle deney sonuçlarını gördüm ve baskıya şahit oldum ki, artık sağlığa alarm derecesinde zararlı olduğunu düşünüyorum… ifadesini kullanarak cep telefonlarının sağlığa etkileri konusunda “küresel bir alarm durumu” ilan edilmesi gerekirken, cep telefonu endüstrisinin büyük çabaları sonucunda bu cihazların zararlarını göstermeye çalışan saygın bilim adamlarının karalanmaya çalışıldığını belirtti. Sigaranın zararlarının tartışıldığı 1970’lerde sigara konusunda çok önemli araştırmalara imza atan Alman profesör Franz Adlkofer ise şimdiye dek cep telefonları için yapılan çalışmasında kamuoyuna açıklanmayan sonuçlarından birinin radyo dalgalarının insan hücrelerinin normal olarak çalışmasına engel olduğunun tespit edildiğini, bu durumun yeni çıkan 3G telefonlarda önceki telefonlara oranla çok daha ciddi şekilde görüldüğünü tespit etmesiydi. Yargıtayın, insan sağlığını olumsuz etkilediği gerekçesiyle baz istasyonlarının yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması gerektiğine dair ve 35 bin baz istasyonunu ilgilendiren kararında, “yönetmeliğe uygun olarak kurulup işletilse dahi baz istasyonlarının '' uzun süreli radyasyona maruz kalacak insanların sağlığının olumsuz yönde etkileneceğine'' bu nedenle baz istasyonunun yerleşim yerlerinden uzak, uygun bir yere taşınması gerektiği belirtilerek, Kararda ayrıca, ''Çevredekiler için gelecek ve uzun zaman diliminde büyük endişe, psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratarak, kişilerin çalışmasını ve sağlık değerlerini olumsuz etkileyecek ve zararlı sonuç doğuracaktır. Bir baz istasyonu, yönetmeliğe uygun çalıştırılsa dahi zarar veriyorsa, yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulması mümkün değildir'' denilmesine karşın, insan sağlığına zarar verdiğine dair somut veri ve kanıt yok. Beyan’ı neyin ve kimin temsilcisi olduğunun ifadesidir. Kendilerine soruyoruz Baz İstasyonlarının yaydığı elektromanyetik alanların zararlı ve olumsuz etkileri yoksa neden sürekli ölçüm yaparak kontrol altında tutmaya çalışıyorsunuz. Temsil ettikleri kesimlerin çıkarları olduğunda uluslararası kriterlere sığınanlar, baz istasyonları konusunda uluslararası kriterlerin, uygulamaların ülkemizde uygulanmasını temel almıyorlar. Ülkemiz tüketici yurttaşları Avrupalı tüketicilerden daha mı az değerlidir. Baz istasyonlarının zararları, yarattığı sorunlar bilim insanlarının yaptığı araştırmaların sonuçları ve yargı kararlarıyla somut olarak ortaya konmuşken, BTK başkanının “bilim insanı yada yargı mensubu” !!! tarzında yaptığı açıklamaları, insanın kanını donduracak içeriktedir. BTK başkanı yanlı bir davranış sergileyerek görevini kötüye kullanmış ve topluma karşı SUÇ işlemiştir. Zaman geçirmeden İSTİFA etmelidir.
|