BASINA VE KAMUOYUNA Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından, son günlerde kamuoyuna yapılan açıklamayla 01.01.2012 tarihinde başlayarak tüketicinin kullandığı tüm kredi kartlarına tek limit uygulamasına geçileceği ifade edilmiştir. Yıllardır kamuoyuna sunduğumuz raporlarımızda ve açıklamalarımızda kredi kartı sorununun en önemli nedenlerinden biri olarak dikkat çektiğimiz tüketicilerin gelirine bakılmaksızın verilen kredi kartlarına yasaya ve hukuka aykırı olarak ayrı ve yüksek tutarlarda limit tanınması ya da var olan limitlerinin gelişi güzel artırılması uygulamalarına devam edilirken, BDDK tarafından yeni bir uygulamaya başlanıyormuş gibi gösterilen kredi kartlarında tek limit uygulaması 15.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 9. maddesin de hüküm altına alınmıştır. MADDE 9 - Kart çıkaran kuruluş tarafından bir gerçek kişinin sahip olduğu tüm kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartları limiti, ilk yıl için, ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci yıl için ise, dört katını aşamaz. Bu fıkra uygulamasında bin Yeni Türk Lirasına kadar limitler hariç olmak üzere, aylık veya yıllık ortalama gelir düzeyi kart hamili tarafından beyan edilen ve ilgili kuruluşlarca teyit edilen gelirler üzerinden tespit edilir. Kart çıkaran kuruluşlar, kart hamilleri talep etmedikçe kart limitlerini artıramazlar. Ancak yıllardır yaptığımız tüm uyarılara karşın, Bankalar Birliği temsilcisi gibi davranan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK), 5 yılı aşkın süredir tüketicilerin mağduriyetine yol açan bankaların keyfi uygulamaları karşısında üç maymunu oynayarak görevini yapmaması bu gün hala hafızalarımızdaki tazeliğini korumaktadır. Günümüzde, yine BDDK tarafından kamuoyunu yanıltan bir yaklaşımla yeni bir uygulamaymış gibi gösterilen kredi kartlarında tek limite geçilmesi konusunda kanunun uygulanmaya başlanması kararının yaklaşan olası ekonomik krizin korkusundan yapılmış olduğu gerçeğine karşın, doğru bir uygulama olduğunu da belirtmeliyiz. 2011 yılında kredi kartında yasal takip oranı yüzde 10 oranındadır. Kullanımda olan 46 milyonu aşkın kredi kartı üzerinden hesaplama yaptığımızda, takipteki kredi kartı sayısının yaklaşık 5 milyon adet olduğu, asgari ödemesi yapılarak bileşik faiz kıskacındaki kredi kartı sayısının ise 10 milyon adet olduğu bilinmektedir. Bu veriler, kredi kartında yaşanan sorunların iddia edildiği gibi azalması yerine, her geçen gün boyut kazanarak arttığını da açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Kredi Kartında Var Olan Sorunları Kimler Nasıl Yaratıyor. Kredi kartlarında öden(e)meyen tutarlardan kaynaklı yaşanan sorunların sorumlusu yüksek faiz oranı belirleyen MB ve düzenleme/denetleme görevlerini yerine getirmeyen BDDK destekli yasaları ihlal, tüketicileri istismar eden Bankalardır. Birden fazla kredi kartına ayrı limitler tanınması uygulamasına son verilecek olması dışında, Mobil elemanlarla, iletişim araçları ve standlar yoluyla kredi kartı dağıtılmaya devam edilmesi, Sözleşmenin bir nüshasının Tüketici Yurttaşa verilmemesi, Kart limitlerinin 5464 sayılı kanun hükümlerine aykırı olarak artırılması, Fahiş oranda Kredi Kartı faizi belirlemeye devam edilmesi, Yasaya ve hukuka aykırı olarak Bileşik Faiz (Faizin Faizi) gibi uygulamalara son verilmedikçe kredi kartı sorununa çözüm üretilmesi bugüne kadar olduğu gibi mümkün olmayacaktır. Tüketici Yurttaşlar, var olan yasal haklarının yeni uygulama olarak lanse edilerek kamuoyunun yanıltılması yerine, haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı tüm yasal haklarının uygulanmasını ve sorunların ortadan kaldırılmasını bekliyorlar. Fuat Engin TÖF Genel Başkanı
|