Basına ve Kamuoyuna; Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan Cumhurbaşkanı kararına göre, Nişasta bazlı şekerin kotası iki kat (yüzde 100) artırılarak, yüzde 2.5'dan yüzde 5'e çıkarıldı. Bu dönem için "ülkemizin yıllık toplam şeker kotası" 2.7 milyon ton olacak. Yeniden belirlenen kotanın yüzde 5'ine karşılık gelen 135 bin ton Nişasta Bazlı Şekerin her yıl ülkemize girmesi demektir. Bilindiği üzere nişasta bazlı şekerin kotası 2018 yılında önce yüzde 10'dan yüzde 5'e bir yıl sonra da yüzde 2,5'a düşürülmüştü. Üstelik NBŞ ithalatında gümrük vergisinin, zaman zaman sıfırlandığını yada sıfıra yakın oranlarda uygulandığını da görebiliyoruz. Diğer yandan 2002 yılında uygulamaya konulan, şeker kotalarının düzenlenmesine ilişkin yönetmelikte yürürlükten kaldırılması ise bir başka dikkat çekici noktadır. Ülkemizde şeker pancarı üretimine ilişkin tartışmalar sürerken TÜRK ŞEKER in özelleştirmesi sonucu kurumun zararı, 3 milyar TL olan öz kaynağının da üzerine çıkarak 3.6 milyar TL’ye olması ülkemiz ekonomisi için bir başka sorun oluşturmaktadır. ABD'li gıda tekeli Cargill in ülkemizde konumu yıllardır tartışma konusudur NBŞ üretiminde Türkiye'deki pazarın açık ara lideri konumunda bulunan şirket ülkemizin yaptığı NBŞ ithalatının da çok büyük bir bölümünü gerçekleştirmektedir. Şeker hakkındaki zehirli gerçek! Mısır Şurubu” veya “Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu” (NBŞ) bir şekerdir. Fruktoz, meyvelerde bulunan doğal şekerdir. Çay şekeri ya da ‘beyaz şeker’ olarak bilinen Sakkaroz’u oluşturan iki temel yapıdan birisidir (diğeri glukozdur). Ticari fruktoz üretiminde hammadde olarak nişasta kullanılmaktadır. Ülkemiz gıda mevzuatına (ve AB gıda mevzuatına) göre de, yüksek fruktozlu mısır şurubu (NBŞ) “şeker” kapsamı içerisindedir. Şeker tüketiminin sınırlandırılması toplum sağlığının korunması için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Amerikalı bilim insanları, "işlenmiş şekerin fazlası zarar" tezini daha da ileri taşıyarak, 'Şeker vücutta zehir (toksik) etkisi yapıyor" tespiti sonucu şekerin yüksek tansiyon, kolesterol, karaciğer yetmezliği, obezite ve diyabetin nedeni olduğunu ve bunların sonucunda kalp hastalıkları, hatta kanserin de olağan dışı arttığını yapılan bilimsel çalışmalarla tespit etmişlerdir.
California Üniversitesi'nden araştırmacılar, 'Şeker hakkındaki zehirli gerçek' isimli makalede, şeker tüketimine sınırlama getirilmesini ve yüksek vergiyle tüketimin azaltılması gerektiğini savundu. Bazı uzmanlara göre, şeker, öylesine zararlı ki, sigara ve alkol gibi denetlenmesi gerekiyor. Araştırmacılar, vücudun hazır şekere hiçbir şekilde ihtiyacı olmadığını, bunun yerine bal ve meyve gibi doğal şeker kaynaklarının tüketilmesi gerektiğini söylüyor. Bir kutu meşrubatta 35 gram; 200 gram, meyvede ise 30 gram şeker var olduğunu, bir insanın günlük 200 gram meyve dışında hiç şeker yememesi gerektiğini, ve fruktozun trans yağlar gibi kolesterolün oksitlenmesine yol açtığı gerçeği karşısında, obezite, Amerika başta olmak üzere tüm dünyada çok önemli bir sağlık sorunlarına neden olduğu, ülkemiz nüfusunun 1/3 ünün Obezite sorunu yaşadığı bilinmektedir. Bir tüketicinin günde en az 600 kaloriyi şekerden aldığı, zaman geçirmeden alınacak önlemlerle tüketimin azalacağına, dolayısıyla obezite’nin önüne geçilebilinecektir.
TÖK olarak; (NBŞ) Nişasta Bazlı Şekerin “bebek mamaları, bebek formülleri, devam mamaları ve formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerde “ ve zincir marketlerde ambalajlı olarak satılan yüzlerce üründe kullanılmasının Tüketicilerin sağlık ve güvenliğinin korunması, Bilgi edinme, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı gibi evrensel ilkelerini ihlal ettiği, ülke ekonomisine zarar verdiği, bu nedenle de zaman geçirmeden yapılan hatalardan vazgeçilerek gerek tüketici sağlığı gerekse ülke ekonomisi açısından alınan kararın geri çekilerek NBŞ kotasının sıfırlanmasını istiyoruz. Fuat Engin Yön. Kur. Bşk.
|