GİRİŞ Dünyada ve ülkemizde tüketim faaliyetlerinin, üretim ilişkilerinin bir sonucu olması ile genel ekonomik faaliyetlerin sonuçları itibariyle üretim/tüketim ilişkisini belirlemesi açısından oldukça önemlidir. Genel olarak ekonomik faaliyetlerin sonuçlarına bakmadan, üretim tüketim ilişki sürecini ve yaşanan tüketici sorunlarını değerlendirmenin yeterli olmayacağı da açıktır. 2021 Yılı Hak Arama Sürecinde finansal işlemlerde yaşanan Sorunlarına baktığımızda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2021 yılında da Covid19 pandemisinin de etkisiyle ülkemizde hak ihlallerinin boyut kazanarak devam etmesi hak arama mücadelesinde daha etkili ve yoğun emek harcamayı zorunlu ve gerekli kılmaktadır. Bileşeni olan tüketici örgütlerinin 25 yılı bulan uzun soluklu mücadele deneyimleri ışığında çalışmalar yürüten ve Consumer International üyesi olarak Dünyada ülkemizi temsil eden Tüketici Örgütleri Konfederasyonunun (TÖK) hak arama mücadelesinin öncü gücü olarak. Ülkemizin ilk tüketici çatı örgütü olmuş. Tüketici haklarının geliştirilmesinde, Yasaya ve hukuka karşı uygulamaların ortadan kaldırılmasında, Tüketici yurttaşların mağduriyetlerinin önlenmesinde, Tüketici bilincinin gelişmesinde, Toplumsal hak arama kültürünün oluşumu ve gelişiminde üstlendiği görev ve sorumluluklarının bilincindedir. Kamu otoritesinin, Anayasanın 172. Maddesi, Evrensel Tüketici Hakları ile Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun amaç 1. maddesinde belirtilen gönüllü tüketici örgütlenmelerinin desteklenmesine yönelik sorumluluklarını ve görevlerini bu güne kadar yeterince yerine getirmemesi tüketici hareketinin gelişim sürecine olumsuz etkiler yaratmıştır. 2021 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi Bankacılık sektöründe, tüketici yurttaşların mağduriyetine yol açan uygulamaların yoğun biçimde ön plana çıktığını görebiliyoruz. COVİD 19 Pandemisinin yarattığı ağır koşulların yanında haksız zamların ve fahiş fiyat artışlarının olumsuz etkileri yanında yaşanmakta olan haksız, yasa hukuk tanımaz uygulamalara, mal ve hizmet piyasalarında tüketicilere yönelik olumsuzluk yaratan girişimlere karşı olduğu gibi bankacılık sektörün haksız uygulamalarına karşı hak ve hukuk mücadelesi verilmeye devam edilmektedir!... İlk kez yürürlüğe girdiği Eylül/1995 yılından günümüze kadar geçen süreçte Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun işleyişinde ve tüketicilerin yaşadıkları uyuşmazlıklardan kaynaklı sorunlara ilişkin geçen 26 yılı aşkın süreçte geldiğimiz noktaya baktığımızda gelişmelerin olması gereken noktada olmadığı açıktır. Ülkenin ekonomik olarak yaşadığı darboğaz hayatın içinde somut birtakım değişikliklere neden oluyor. Muhtarlıklara krediler ve kredi kartlarından kaynaklı gelen icra tebligatlarının önceki döneme göre iki katını aştığı bu nedenle anlaşmalı boşanmaların artması yanında, ölmüş anne ya da baba maaşından yararlanmak isteyen çiftlerin bu yönteme başvurduğu, yüksek kira artış talepleri nedeniyle ev sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan sorunlardan dolayı sayısı gün geçtikçe artan taşınmaların başladığı bilgileri gelmektedir. Ülkemizde 19 yıllık sürecin tarihi rekorunu kıran Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE), TÜİK tarafından 2021 yılı için yüzde 36,10, aylık ise (Aralık/2021) yüzde 13,58 olarak açıklanması yanında Üretici Fiyat Endeksinin (ÜFE) yüzde 79,89 olarak açıklanmış olması, ÜFE, TÜFE makasının yüzde 43,80 gibi büyük bir orana çıkması 2022 yılında yüksek enflasyonun yaratacağı hayat pahalılığının artarak devam etmesi anlamına gelmektedir.
TÜİK in açıkladığı yüzde 36,1 enflasyon oranı ile Dünyada ilk sıralarda yer alan ülkelerden olduk. 2021 enflasyonuna baktığımızda; Ulaştırma, 53,66 % - Gıda ve Alkolsüz içecekler 43,80 % - Ev Eşyası, 40,95 % - Lokanta ve Otel, 40,85 % - Konut, 28,57 % - Eğlence ve Kültür, 25,46 % - Sağlık, 20,52 % - Giyim-Ayakkabı, 20,13 % artış gösterdiği görülmektedir. Diğer yandan, ÜFE – TÜFE tespitini düzenli olarak yapan Bağımsız araştırma kuruluşu ENAG Aralık/2021 TÜFE oranını yüzde19,35, ÜFE oranını ise 82,81 olarak ölçmüş olup buda durumun ciddiyetini daha net bir biçimde ortaya koymaktadır. Kurdan kaynaklı aşırı yükseliş ve ardından inişlerin yarattığı güvensizlik ortamını ortadan kaldırmak amacıyla hayata geçirilen dalgalanmalara karşı tasarrufları için güvenli kılmayı hedeflendiği açıklanan “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı” uygulamasının etkilerinin neler olacağı, hazineye ek bir yük getirip getirmeyeceği merak edilmekte ve tüketiciler açısından kaygıyla izlenmektedir. Başta döviz kurlarının oynaklığı olmak üzere tüm emtia araçları karşısında değer yitiren TL nın tüketicinin alım gücünü çok büyük ölçüde aşağı çekmiş ve fiyatı olağanüstü artan enerji ürünlerinin fiyatının iğneden ipliğe zam furyasına neden olması sonucu asgari ücretli, çalışan ve emekli milyonlarca tüketicinin bir bölümünün yoksulluk sınırının bir bölümünün ise açlık sınırının altında yaşam sürmeye mahkum edilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum karşısında Cumhuriyet tarihinde görülmemiş düzeyde tüketiciler bu kadar yoksulluğa itilmemişlerdir. 2022/ocak ayı itibariyle, Türk-İş'in açıkladığı verilere göre açlık sınırı 4 bin 249 TL'na, yoksulluk sınırı ise 13 bin 843 TL'na yükseldi. Ocak ayında gıda fiyatları aylık yüzde 3,71, yıllık yüzde 59,67 arttı. Bu veriler ülkemizde durumun vehametini gözler önüne koymaktadır.
2021 yılında gerçekleşen finansal işlemler açısından bankacılık sektörünün yasaya ve hukuka aykırı haksız uygulamalarına başlıklarına baktığımızda; *Mobil elemanlar ve telefon yoluyla arayarak rastgele kredi kartı dağıtılmaya devam edilmesi, *Dağıtılan kartların limitlerinin kişinin gelirine göre belirlenmemesi, *Sözleşme içinde tarihsiz ön bilgi formu imzalatılması, *Kredi ve kredi kartı sözleşmesinin bir nüshasını tüketiciye verilmemesi, *Bir kişinin kullanımdaki kredi kartlarına tek limit uygulanması yerine “tuşa bas artıralım” denilerek keyfi olarak her karta ayrı limitler tanınması, *Merkez Bankası tarafından yüksek tutarda belirlenen kredi kartı akdi ve temerrüt faiz oranları, *Merkez Bankasının Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ hükümlerinin ihlali, *Asgari ödemesini yapan ya da temerrüde düşen kredi kartlarına bileşik faiz uygulanması, *Havale ya da EFT yapan tüketiciden sınır konulmasına rağmen yine de yüksek masraf alınması, * kredi kartından her koşulda yüksek tutarlarda ücret/aidat, alınması, *Konut başta olmak üzere, alınan tüketici kredilerinde bilgi ve onay dışında sigorta yapılması, * Varlık Yönetim Şirketlerine (VYŞ) devredilen ölü ve canlı alacaklardan kaynaklı üretilen sorunlar, * Tüm aykırı uygulamalara karşı kamu otoritesi olan MB ve BDDK nın görevlerini yeterince yapmaması, Ülkemizde finans (bankacılık) sektörüne ilişkin TÖK Araştırma Merkezimiz (TÖK-AR) tarafından hazırlanan 2021 yılı finansal işlemlerde uygulamalar raporu aşağıdadır/ektedir. Fuat Engin/Genel Başkan
Finans Kuruluşları (Bankalar) Kredi Kartlarından ve Tüketici Kredilerinden Kaynaklı İşlemlerde Sorun üretmeye Devam Ediyor! Tüketicilerin finansal işlemler ilgili yaşadıkları sorunlar geçmişten buyana en yaygın, en kapsamlı sorunlar olarak karşımızda durmaktadır. Özellikle de Tüketici kredilerinden ve Kredi kartlarından kaynaklı durumlar ile Finansal işlemlerden alınan ücretlerle ilgili ve Varlık Yönetim Şirketlerine (VYŞ) devredilen ölü ve canlı alacaklardan kaynaklı sorunların ortaya çıkan uyuşmazlık konuları olduğunu görebiliyoruz. Merkez Bankası tarafından çıkarılan ‘Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’ hükümlerinin yaygın olarak ihlali, Sözleşme içinde tarihsiz ön bilgi formunun tüketicinin bilgisi dışında imzalatılması, Sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmemesi, Mevzuat hükümlerine aykırı olarak, tek limit yerine kişinin her kredi kartına ayrı limit tanınması, MB tarafından Fahiş oranda Kredi Kartı faizi belirlemeye devam edilmesi, Dünyada olmayan aylık ve günlük faiz uygulaması, kredi faizlerinin aşırı yüksekliği, kanunların kesinlikle yasaklamasına karşın, asgari ödeme yapanlardan, temerrüde düşenlerden bileşik faiz (Faizin Faizi) alınması, Kredi işlemlerinde yasak olmasına rağmen zorunlu sigorta yapılmasının şart koşulması, bir ay ödenmeyen kredi taksiti yada kredi kartı harcaması nedeniyle emekli maaşına bloke konulması vb. sorunları yaşayan tüketiciler genellikle mağdur edilmektedir. Kredi kartı ücretlerinin belirlenmesini kart çıkaran kuruluşun keyfiyetine bırakılması ile Kredi kartı ücretleri hakkaniyet ölçüsünü çok fazla aşan (500,00 TL nı aşan) tutarlarda olup, tüm itirazlara rağmen bu konuda da yeni düzenlemeler yapılmadığı gibi, yeterli denetimlerde yapılmamaktadır. Tüketicilerle emekli maaşının taşınması, otomatik ödeme talimatı verilmesi vb. şartlar karşısında kredi kartı ücreti alınmayacağına dair kapmayalar yürütülmesine, sözler verilmesine rağmen bir süre sonra bu taahhütler unutulup ücretler tahakkuk ettirilmeye başlanmaktadır. Yapılan düzenlemeler gereği, kredi Kartı kullanan Tüketiciye yıllık kart aidatı (…. TL) alınacağı 30 gün önceden tüketiciye bildirilmek zorundadır. Tüketici son ödeme tarihinden itibaren itirazı varsa 15 gün içerisinde yaparak kartını iptal etmek ya da aidatı olmayan kredi kartı talep etmek hakkına sahiptir. Diğer yandan yıl içinde işlem görmeyen kredi kartlarına yıllık aidat tahakkuk ettirilemez. Hükmüne rağmen her koşulda ve dilediği tutarda kart ücretini/aidatını talep ederek alma hakkını gören bankaların yaptıkları haksız işlemlerle neden ülkenin en karlı kuruluşları olduğu gayet iyi anlaşılmaktadır.
Bir kez daha ifade ediyoruz. Merkez Bankası (MB) tarafından, kredi kartı faizi fahiş oranda değil de hakkaniyet ölçüsünde belirlediğinde, BDDK nın, finansal kuruluşların yasaya, hukuka aykırı haksız uygulamaları karşısında seyirci kalmak yerine, düzenleme ve denetleme görevini gerektiği gibi yapmaya başladığında, konuyla ilgili mevzuat düzenlemelerinde ülke gerçekleri ile tüketici talep ve önerilerinin dikkate alınması ve finansal kuruluşların mağduriyetler yaratan yasaya aykırı haksız uygulamalarının ortadan kaldırılmasıyla gerçekçi bir yeniden yapılandırma yapılarak, başta Kredi kartından ve tüketici kredisinden kaynaklı sorunlar olmak üzere bankaların yarattığı sorunlara çözüm üretilmesinin mümkün olacağını ya da yaşanan sorunların önemli ölçüde azalacağını biliyoruz. Finansal işlemlerle ilgili gerek yapılan yeni düzenlemelerle, gerekse bazı yargı kararlarıyla (hesap işletim ücreti iptali gibi), bazı iyileştirmeler hayata geçmiş olsa da finansal kuruluşların hala en karlı kuruluşlar olmasında önemli bir payı vardır. BDDK nın hazırladığı “Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve faaliyet Esasları ile Devralınacak Alacaklara İlişkin İşlemler Hakkında Yönetmelik” ile geniş kapsamlı düzenlemeler yapılarak Banka, Banka dışı Mali Kuruluşlar ile Para Sermaye Piyasaları ve Sigortacılık alanında faaliyet gösteren kuruluşların sadece donuk alacaklar değil, canlı alacaklarında VYŞ lere satılabilmesinin önü açılmış oldu. Ödemede 3 aylık gecikme yaşanan borçlar Donuk alacak adıyla anıldığı gibi,. Bir yıl içerisinde 30 gün ödemesi geciken ve yeniden yapılandırılan borçlar canlı alacak adıyla anılmaktadır. Donuk ve canlı alacakların VYŞ lere devri konusu önümüzdeki süreçte tüketiciler açısından önemli sorunlara yol açacağı kanaatini oluşturmaktadır.
Ağırlıklı olarak, tüketici kredileri ve kredi kartlarının işleyişinden ve kullanımından kaynaklanan sorunlar, yıllardır tüketiciler açısından ekonomik yıkımlara, psikolojik bunalımlara, ailelerin dağılmasına ve intiharlara neden olmuştur/olmaktadır. Özellikle de 2010 yılı sonrasında artış gösteren boşanmaların nedenini bulmak için yapılan araştırmalara göre, boşanan 10 çiftin 7'sinin evliliğinin kredi ve kredi kartı borcu gibi ekonomik nedenler yüzünden son bulduğu ortaya çıkmıştır. Zaman zaman yetkililerce kredi kartlarında yaşanan sorunların artış hızında azalma olduğu ifade edilsede, bu yaklaşım gerçeği yansıtmadığı gibi takip oranı ve asgari ödeme yapılarak yaşamını sürdürmeye çalışan kredi kartı sayısının artmasından kaynaklı mağduriyetlerin neden olduğu, suç işlenmesi, cinnet geçirme ve intiharlara her geçen gün daha fazla sayıda tanık olmaktayız. Şöyle bir hafızalarımızı yokladığımızda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları kanununun uygulamada “kredi kartlarında tek limit uygulaması, gelire göre limit belirlenmesi, kredi kartı ücretlerinin çok yüksek oranda belirlenmesi, sözleşme verilmemesi, bileşik faiz alınması, kredilerde ön bilgilendirme formu verilmemesi, dosya masrafı dışında ücret talep edilmesi gibi ihlallerinin yaygın olması ve denetimlerin yok denecek kadar azalması finansal tüketicinin mağduriyetini her geçen gün artırmıştır. Eski bir BDDK Başkanının "Kredi kartının teminat sorunu var. Kredi kartı riskli bir enstrüman, Banka için kredi kartını düzenli ödeyen bir müşteri iyi bir müşteri değil. Bankalar kredi kartı borcunu düzenli ödeyen vatandaştan hiçbir şey kazanmıyor. Kredi kartının basımından dağıtımına çok fazla maliyeti var. Türkiye'deki herkes kredi kartını düzenli ödesin, bankalar bir ay sonra kredi kartını iptal eder. Bankalar kazanamadığı bir işi niye yapsın? Batık oranı milyonlarca kişi. Bankalar bu milyonlarca kişinin riskini bize yıkmış durumda. Kredi kartının faizini batık oranına göre belirliyorlar. Riskli bir enstrüman olduğu için faizleri haklı olarak bu orana göre belirliyorlar." İfadeleri bankaların yasaya ve hukuka aykırı uygulamalarında BDDK nın rolünü ve tüketiciye bakışını oldukça iyi açıklamaktadır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından covid19 pandemisinin yarattığı koşullar nedeniyle, 30 Eylül 2021'e kadar Bankaların kart borçlarını öteledikleri süre boyunca kart hamillerinden asgari tutar da dahil olmak üzere alacaklarını talep etmeyerek ödemesiz dönemler tanımlayabilmelerine, asgari ödeme tutarı ödenmeyen kredi kartlarının Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 22. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca nakit kullanımı veya nakit kullanımı ile mal ve hizmet alımına kapatılmasının, kart çıkaran kuruluşların insiyatifine bırakılmasına yönelik uygulamaların uzatılması ile kredi ödemelerindeki gecikmelere esneklik tanınarak, gecikmeye giren krediler takip hesaplarına aktarılmadan önce 90 gün yerine 180 gün beklenilmeye devam edilmesi kararı alınmıştır. Ancak takip sürelerinin ötelenmesi çözüm üretmediği gibi sorunun büyümesine neden olmuştur. Oysa, pandemi koşullarında faiz indirimi yapılması için düzenleme yapılmış olsaydı çözüme azda olsa katkı sağlanmış olabilirdi.
Kasım/2020 2021 döneminde, bir önceki yıla göre kredi kartı harcamalarında yüzde 31,4 artış göstererek, sadece aralık 2021 de yapılan harcama tutarı 213 milyar 603 milyona yükselmiştir. Merkez Bankası verilerine göre 2021 yılının tamamında toplam kartlı harcamalardaki büyüme yüzde 62,3 oldu. Bu süre içerisinde banka ve kredi kartı toplam harcamaları 1 trilyon 723 milyar 511 milyon TL na çıkarak hızlı bir artış göstermiştir. Bu tutarın büyük bölümünü market ve alışveriş merkezi harcamaları oluşturmuştur.
BDDK verilerine göre, Bireysel kredi kartı borcu artış göstererek 209,9 milyar liraya ulaşmış olup, borcun artış oranı ise önceki yıla göre yüzde 44,6 artış göstermiştir. Borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2021 yılı Ocak–Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 oranında artarak 310 bin kişi olmuştur. Bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise aynı dönemde 694 bin kişiye ulaşmıştır. Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) kasım verilerine göre banka ve finansal şirketlerden bireysel kredi ve kredi kartı borç tutarı rekor seviyeye yükselerek 1 trilyon 17 milyar liraya ulaşarak ilk defa bir trilyon lira eşiği aşılmış oldu. Bireysel kredilerin yüzde 46'sını ihtiyaç kredileri, yüzde 30'unu konut kredileri yüzde 19'unu kredi kartları ve yüzde 5'ini taşıt kredileri oluşturdu. 34.8 milyon kişi bireysel kredi kullanırken kişi başı ortalama kredi bakiyesi de 29.200 TL düzeyine çıktı. TBB verilerine göre de bireysel kredi ve kart borcunda takibe dönüşüm yüzde 2.6'ya çıktı. BDDK'nın sağladığı borç ertelemesinin ilk adımı eylül itibarıyla kaldırılmıştı. Eylül de yüzde 2.3 seviyesinde olan takibe dönüşüm, Ekimde yüzde 2.4 oldu. Konut kredilerinde tasfiye olacak alacakların konut kredisine oranı ise yüzde 0.3 olurken taşıt kredilerinde ise yüzde 1.9'a çıktı. İhtiyaç kredisi ve kartta ise takibe düşen alacak oranı eylül ve ekimde yüzde 3,4 iken, kasımda yüzde 3,7 seviyesine yükseldi. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından yapılan açıklamaya göre bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2021 yılı Ocak-Kasım döneminde 611 bin kişi oldu. Bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe düşen kişi sayısı ise aynı dönemde 1 milyon 182 bin kişi oldu. Kredi kartına uygulanan çok yüksek faiz oranları nedeniyle bankalar ülkenin en karlı kuruluşları olmaya devam etmektedir; “Merkez Bankası tarafından belirlenen ve Bankalar tarafından kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarının hesaplanabilmesi için gerekli olan referans oran, bankaların 32-45 gün vadeli olarak açılan Türk lirası cinsi tüm mevduat türlerine uyguladıkları ağırlıklı ortalama faiz oranının ilan tarihi itibarıyla en güncel iki haftalık ağırlıklı ortalaması öngörülmesi karara bağladıklarını açıklamış olup,” *Türk lirası cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı, referans orana 55 baz puan eklenerek belirlenir düzenlemesi uygulamadadır. *Türk lirası cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami gecikme faiz oranı, Türk lirası cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranına 30 baz puan eklenerek belirlenir denilerek Aşağıdaki tabloda belirlenen oranlara yer vermişlerdir.
2021 yılı rakamlarından anlaşılan ülke nüfusumuz kadar kredi kartı, nüfusun 1,5 katı kadar da banka kartının kullanımda olduğu tüm kartlarının toplamının ise 287.680.336 adet olduğudur.
Geçerlilik Tarihi Referans Oran (%) TL (Akdi faizi) TL (Gecikme faizi)
1/12/2021 1/11/2021 1,43 1,80 1,98 2,02 2,28 1/10/2021 1,43 1,98 2,28 1/09/2021 1,43 1,98 2,28 1/08/2021 1,43 1,98 2,28 1/07/2021 1,43 1,98 2,28 1/06/2021 1,43 1,98 2,28 1/05/2021 1,43 1,98 2,28 Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Eylül/2021 den başlayarak politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19’dan, Aralık/2021 e kadar yüzde 14’e indirilmesine karar vermiştir. Üç ay gibi kısa bir sürede politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında 500 baz puan indirime gidilmesine rağmen kredi kartı akdi ve gecikme (temerrüt) faizin azami oranlarında yukarıdaki tabloda görüleceği üzere, mayıs/2021 den itibaren 5 ay indirim yapılmamas oldukça manidar olup, Merkez Bankasının konuyla ilgili politikası ve kararları çelişmektedir. Diğer yandan, 01.Aralık/2021 tarihine kadar, kredi kartı borcunun asgari tutarının ödenmesi durumunda yüzde 23.76 akdi faiz oranı, Temerrüde düşülmesi durumunda ise yüzde 27,36 oranında (yıllık) gecikme faizi uygulanması yanında ilgili tüm kanunların (Faiz Kanunu, Borçlar Kanunu, Banka ve kredi Kartları Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun) yasaklamasına rağmen asgari ödeme yapmak durumunda kalan yapan milyonlarca tüketicinin kredi kartının kalan borcuna uygulanan aylık akdi faiz, sonraki ayda anaparaya eklenerek faiz üretmeye devam ettiği gibi, ödeme güçlüğü nedeniyle temerrüde düşen tüketicinin borcu takibin başladığı süreye kadar faizin faizi üretmeye devam edilmesidir. Bu uygulamayla ilgili yıllardır yaptığımız tüm uyarılara rağmen düzenleyici, denetleyici kurumlar görevlerini yapmamışlardır.
Tüketici sayesinde bankalar yine ülkenin en karlı kuruluşlarıdır. BDDK' dan alınarak Merkez Bankasına verilen yetkiyle Bankaların “Ürün ve Hizmet Ücretleri' (EFT/Havale vd.) verilerine göre alınacak ücretler makul sevilere indirilmesine rağmen geçen süre içerisinde alınan karara uyulmamış ve yüksek tutarlar tahsil edilmeye başlanmıştır. Bankaların hizmet gelirleri ile kredilerden alınan ücret ve komisyonlardan kaynaklı artış yaşanmaya devam edilmiş olup, bir başka deyişle, Bankaların 2021 yılında hizmet geliri, komisyon ve ücret adı altında müşterilerinden değişik isimler altında aldıkları EFT, havale, kredi kartı aidat ücretleri, komisyon ve bankacılık hizmet gelirleri, önceki yıla göre yüzde 18 ila 20,4 arasında artış kaydedilmiştir.
2021 yılı Kredi Kartı Banka Kartı Ön ödemeli kart Kasım(ad.) 83.395.062 148.596.180 55.689.094
Tüketici kredisi kullanım oranı 2021 kasım ayı itibariyle kredilerden alınan (faiz/kar payı) 397.131 TL. (milyon) olmuş, bu tutar içinde tüketici kredilerinin payı ise, 87.195 (milyon) TL olmuştur. Kredi kartlarından alınan (faiz/kar payı) 19.671 (milyon) TL, takipteki alacaklardan alınan 7.631 TL (faiz/kar payı), kredilerden alınan ücret ve komisyonlar 17.736 (milyon) TL, Diğer Faiz Dışı (Kar Payı Dışındaki) Gelirleri ise 53,229 /(milyon) TL olmuştur. Kredilerde tahsili mümkün olmayan alacakların oranı % 3,4 - kredi kartlarında ise % 2,7 olmuştur. 2020/Eylül de, Kredi kullanan 3.613,607 kişi tarafından, Taşıt; 7.047 TL (milyon) Konut; 10.626 TL (milyon) İhtiyaç; 355.881 (milyon) TL tutarında kredi kullanılmış, 2021/Eylül de, Kredi kullanan 4.299,422 kişi tarafından, Taşıt ; 10.626 TL (milyon), Konut; 263.488 TL (milyon) İhtiyaç; 681.351 TL (milyon) tutarında kredi kullanılmıştır. Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe düşen kişi sayısı 2021 yılının Ocak-Kasım döneminde 1 milyon 485 bin kişi oldu. Kasım 2021 itibarıyla bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş ve borcu devam etmekte olanların sayısı 4 milyon 18 bin 796 kişiye ulaştı. Aynı verilere göre, bankalara tüketici kredisi ve kredi kartı borcu bulunan vatandaş sayısı ise son bir yılda 800 bin kişi artarak 34 milyon 700 bine yükseldi.
SONUÇ! Ulusal Yargı Ağı (UYAP) verilerine göre bu yılın ilk haftasında icra ve iflas dairelerine toplam 203 bin yeni dosya geldi. 181 bin dosya ise sonuçlandırıldı. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı yılın ilk haftasında 21 bin adet artarak Ocak/2022 ilk günleri itibariyle 22 milyon 593 bin adet oldu. Bankaların ve BDDK nın hakim anlayışına göre, “Bir banka için kredi kartını düzenli ödeyen bir müşteri iyi bir müşteri değildir. Bankalar kredi kartı borcunu düzenli ödeyen vatandaştan hiçbir şey kazanmıyorlar. Türkiye'deki herkes kredi kartını düzenli ödesin, bankalar bir ay sonra kredi kartını iptal eder. Bankalar kazanamadığı bir işi niye yapsın? Yaklaşımı bankacılık sektörü uygulamalarının ve kamu otoritesinin bakış açısını yaşanan sorunların nedenlerini bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Bu nedenlerle de, Finansal kuruluşlar (Bankalar) tarafından yasa ve hukuk kurallarının ihlallerine son verilerek, tüketici istismarlarına nokta konulduğunda, Merkez Bankasının, kredi kartı faizini, fahiş oranda değil de hakkaniyet ölçüsünde belirlediğinde, kart ücretini fahiş oranda belirleyen kart çıkaran kuruluşlara dur dediğinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) finans kuruluşlarının yasaya aykırı haksız uygulamaları karşısında seyirci kalmak yerine, düzenleme ve denetleme görevini gerektiği gibi yapmaya başladığında, konuyla ilgili mevzuat düzenlemelerinde ülke gerçekleri ile tüketici talep ve önerilerinin dikkate alınması ve bankaların mağduriyetler yaratan yasaya aykırı haksız uygulamalarının ortadan kaldırılmasıyla gerçekçi bir yeniden yapılandırma yapılarak, başta Kredi kartından ve tüketici kredisinden kaynaklı sorunlar olmak üzere bankaların yarattığı sorunlara çözüm üretilmesinin mümkün olacağını ya da yaşanan sorunların önemli ölçüde azalacağını biliyoruz.
TUZAKLARA KARŞI TÜKETİCİYE ÖNERİLER!!! *Kart limitine göre değil gelire göre harcama yapılmalıdır. *Taksitle ürünü kredi kartıyla alıp, asgari ödeme yapılırsa alınan ürünün fiyatı pahalıya mal olur. *İhtiyaç her ne ise, kredi kartından asla nakit çekim yapılmamalıdır. *Borç nedeniyle takip var ise kaçmamalı, haksız talep var ise süresinde itiraz edilmelidir. *Birden fazla kredi kartıyla kullanmak yerine ödeme ve kontrol kolaylığı için tek kart kullanılmalıdır. *Kredi kartının hesap kesim tarihini ödeme süresini geçirmemek için maaşın yattığı tarihten sonraki bir tarihe göre belirlemelidir. *Kart aidatı konusuna dikkat edilmeli, gerektiğinde üyelik ücreti olmayan kart bunu talep edilmelidir. *Her ay kredi kartı hesap özeti incelenmeli, uygun olmayan işlemler için son ödeme tarihiden itibaren en geç 10 gün içerisinde itiraz edilmelidir. *Asgari ödeme tuzağına düşmemek için dönem sonu borcunun tamamını ödenmelidir. *Unutulmamalı ki kredi kartını kullanırken kurallara uyduğumuzda kredi kartı iyi bir ödeme aracıdır.
Veri Kaynakları; Merkez Bankası (MB) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Bankalar Birliği (BB) Türk-iş
|